Sosyal Güvenlik Kurumu’nun şirketlere, tüzel kişilere, şirket ortaklarına veya şahıslara gönderdiği icra ödeme emri tebligatları , 5510 sayılı Yasa’nın 88. maddesinde yer alan; “Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanun’un 51, 102 ve 106. maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır. Kurum, 6183 sayılı Kanun’un uygulanmasında Maliye Bakanlığı ile diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır.” hükmünden hareketle gönderilmekte ve alacaklarının takip ve tahsilinde icra dairelerine tanınan yetkilerin aynısını kullanabilmektedir.
SGK, kanun veya yönetmelikle belirlediği yükümlülükleri yerine getirmeyen kişi, kurum veya kuruluşlara, brüt asgari ücreti esas alarak, idari para cezası tahakkuk ettirmektedir. İdari para cezasını gerektiren fiil ve durumların hangi olduğu ve bunlara hangi miktarlarda idari para cezası uygulanacağı, 5510 sayılı Yasa’nın 102. maddesinde hüküm altına alınmıştır.
konuyla ilgili Yargıtay kararlarına baktığımızda; idari para cezalarının şirkete ait bir borç olduğu, şirketin kişisel yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle ortaya çıktığı, prim ödeme borcundan farklı olarak ortağın değil şirketin Yasa’ya aykırı davranışının cezai yaptırımı olduğu, cezaların şahsiliği ilkesinin olduğu, bu ilke gereğince eylemi kim yapmışsa ondan istenmesi gerektiği, ortak sıfatıyla idari para cezasından şirket ortağının sorumlu tutulamayacağı şeklinde ifadelerin yer aldığı görülmüştür.
Yargıtay. 10. HD.’nin, 20.10.2014 tarih ve E. 2013/11824, K. 2014/19967 sayılı Kararı’nda özetle; “Dava: Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, tarafların avukatlarının temyiz etmeleri üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi:
Karar: 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalının avukatının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacının avukatının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; 506 sayılı Yasa’nın 140. ve 5510 sayılı Yasa’nın 102. maddesinde düzenlenen İdari para cezaları, prim ödeme borcundan farklı olarak yasaya aykırı davranışın cezai yaptırımı olup, bu cezadan, cezaların şahsiliği ilkesi gereğince, eylemi kim yapmışsa o sorumludur. Somut olayda, davadışı Atlas … Ltd. Şti.’nin işveren sıfatıyla yasaya aykırı eylemi sonucu tayin edilen idari para cezasından sorumluluğu kişisel olup, BU CEZADAN ORTAK SIFATIYLA DAVACININ SORUMLU TUTULMASININ MÜMKÜN OLMADIĞI gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 20.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.” denilmektedir.
Yargı kararından da anlaşılacağı üzere; şirket ortağı olduğu için, SGK tarafından idari para cezası borcu (ödeme emri) gönderilen kişiler, iş mahkemelerinde dava açmaları durumunda, açacakları davayı kazanacaklar ve borç ödeme yükümlülüğünden kurtulacaklardır.